Fethin manevi yönü hemen hemen yoktu. Hele ulubatlının zinakar bir mücahit gösterilmesi ve böyle gösterilen birinin filmde fatihten daha çok işlenmesi. türklük üzerinden türkçülügün öne çıkması oldukça yoğun. bizanslı keferelerin çirkef manzaraları müminlerin ibadet ve maneviyyatından daha çok işlenmişti.. illada türk filimleri padişahın akıncılarını düşmanla zina eden casuslar ve ayyaş serseriler olarak işlenmelimi devlet ebed müebbed için haramlar helal olurmu.Hadisle başlaması çok etkileyiciydi tamam dedim iyiki gelmişim. ne varki ilerledikçe pişman olmaya başladım. sonuna kadar bekledik de ne mehter marşı duyabildik ne Ayasofyadaki cuma namazını görebildik. başlangıç son derece güçlü final o derece zayıftı!! akşemseddin, ulubatlı hasan, çandarlı halil paşa, urban usta ve kızı hakkında ne biliyorsam tersi çıktı, karakterler ve rolleri ancak bu kadar kötü olabilirdi! fatih’in karakteri oturmuş ama eksikleri var. (tespihi kıran ergenlik çağındaki çocuklar gibi odasına kapanması gerçek dışı ve küçük düşürücü olmuş.) tarihi film çekiliyorsa üstelik herkesin bildiği önemli bir dönem çekiliyorsa saçma sapan kurgu yerine tarihi olduğu gibi yansıtmak lazım.Hun'lar zamanındaki adı Tuğ olan ve vurmalı sazlarla nefesli sazlardan oluşan askeri mızıka okulunun Fatih'ten sonra aldığı isim, Hun'lardan beri Türk savaş tekniğinin vazgeçilmez unsuru olan askeri müziğin amacı, çok uzaklardan duyulan ve gitgide yaklaşan gök gürültüsüne benzer yabancı bir müzmin sesiyle düşmanın moralini bozup savaşacak güç bırakmamak, düşmanı teslim almak suretiyle harbi en kısa zamanda bitirmek ve böylece bir bakıma insan kıyımını önlemektir.
Mehterin aynı makamda birçok parçayı art arda çalıp söylemesine nevbet vurma denirdi. Önceleri günde beş kez her namazdan önce nevbet vuran Mehterhane-i Hakanı, II. Mehmet döneminde yalnız ikindi namazlarından önce çalmaya başladı. Bunun dışında cüluslarda, kılıç alaylarında, zafer müjdesi geldiğinde, arife divanlarında, şehzade ve sultanların doğum ve sünnet düğünlerinde de çalardı. Barış zamanında özel yerinde çalan Mehterhane-i Hakanı, seferde padişahın (o yoksa serdarın) çadırı önünde nevbet vururdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder